Şile, İstanbul iline bağlı bir ilçedir. Marmara Bölgesi’nin kuzey doğusunda, Karadeniz kıyısındadır. Doğuda Kandıra, güneydoğuda Derince ve Körfez, güneyde Pendik ve Gebze, güneybatıda Çekmeköy ve batıda Beykoz ilçeleriyle çevrilidir.
Etimoloji
Yunanca metinlerde Hilea adıyla geçen kelime 19. yüzyıl başlarında tüm Karadenizi gezip anılarını yazan Trabzonlu Ermeni rahip Bıjışkyan’a göre Yunanca “dudaklar” kelimesiyle ilişkili olup, Özhan Öztürk’e göre Pontus Rumcasında Yunanca /H/ sesinin /Ş/ olarak telaffuzundan dolayı Şile olarak telaffuz edilmekteydi. Öztürk ayrıca yaşlı Plinius ile Ptolemaus’un notlarında andığı ve küçük gemilerin sığındığı bu koya dökülen Psilis deresinin Şile adının kaynağı olduğunu iddia etmiştir.
Tarihi
İlçede iskân çok eskiye dayanır. Şile çevresinin tarih öncesinde (Cilalı Taş Devri) iskan edildiğini göstermektedir. Kefken ile Bulgaristan sınırı arasındaki Karadeniz sahil kesiminde yapılan tarih öncesine ilişkin çalışmalarda, çeşitli yerlerde Paleolitik çağın muhtelif bölümlerine ve özellikle Epi-Paleolitik döneme ait birçok konak yeri ve işlik saptanmıştır. Buluntu yerlerinin sayısındaki artıştan, buzul sonrası dönemde (yaklaşık M.Ö. 12000 ile 6000 arasında) Karadeniz kıyı şeridi üzerinde önemli bir nüfus yoğunluğunun olduğu açıkça bellidir. Nitekim İstanbul’un en eski buluntu yerleri arasında Şile’nin Ağva ve Sahilköy (Domalı) köyleri bulunmaktadır. Marmara kıyısında Ambarlı’yı da içine alan kıyı konak yerlerinden biri olan Sahilköy, aynı adı taşıyan koyun kuzeyindeki kumluğun batısındadır. Sahilköy’e ait yontma taş aletler, Göztepe ve Kazlar deresinin doğusuna rastlayan Dereağzı Tepesi üzerinde toplanmıştır. Ayrıca, ilçede o dönem insanının yaşamı için elverişli çok sayıda mağara bulunmaktadır. Şile antik çağda iki defa istilaya uğramıştır. Birinci istila, eski Yunanların Pers seferinden geri dönüşlerinde komutanları Xenophon tarafından, ikincisi de kıyı şeridini takip ederek ilerleyen Roma komutanı Lucullus tarafından gerçekleştirilmiştir. Roma döneminin izleri hala Şile’de görülmektedir. Doğu Roma İmparatoru Diokletianus zamanında (284-305), İnkese, Sofular gibi Şile mağaraları ilk inanan Hristiyanlar için tabii korunaklar olmuştur. Gürlek Mağarası Doğu Roma askerlerinin yakaladığı ilk inanan Hristiyanları hapsettikleri bir cezaevi gibi kullanılmıştır. Selçuklu Türkleri Kutalmışoğlu Süleyman Şah ile 1090 senesinde Şile’yi ele geçirdiler. 1097 senesinde ise 1. Haçlı orduları Şile’yi Selçuklulardan geri almıştır. Şile’nin geri alınması ancak Yıldırım Bayezid döneminde mümkün olmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında Şile’nin Ano ve Kato Neohorion’da (aşağı ve Yukarı Yeniköy) yaşaya 7 bin Rum güvenlik gerekçesiyle Eskişehir’e sürülmüştür. 1. dünya Savaşı sonrasında bölge silah ve askerden arındırılınca bölgeye dönebilen Rumlar ile Türkler çeteleşerek birbirleriyle mücedeleye girişmiştir. 12 Haziran 1920’de Yunan ordusu bölgeyi geçici olarak işgal etmişse de Ağustos ayından geri çekilmelerinin ardından Kuvvacılar tutukladıkları 115 Rum erkeğin birkaç tanesi hariç hepsini öldürmüş, düşmanla işbirliği yaptığı iddia edilen Hıristiyanların mallarına el koyulup, evleri yakılmış, bölgenin Rum aileleri İstanbul’a sığınmışlardır.[5]. 19. yy. Osmanlı kayıtlarına göre Şile kazası 1846’da Zaptiye Müşirliği’ne bağlıydı. 1876’da Şile kazasının Dersaadet Şehremaneti’ne bağlandığı görülür. 1877 Devlet Salnamesinde ise Şile, Zaptiye Nezaretine bağlı Üsküdar Mutasarrıflığına bağlıdır. 1924’de bütün sancaklar (mutasarrafflık) vilayet yapıldığında Şile’nin Üsküdar’a bağlılığı devam etmiştir. 1926’da yapılan yeni düzenlemeyle Üsküdar kaza haline getirilip İstanbul vilayetine bağlanınca Şile kazası da Üsküdar’la aynı yapı içinde yer almıştır. Ayrıca Şile, Cumhuriyet’in kuruluşu ile oluşturulan ilk belediyelerden biridir.
Coğrafî Özellikler
Kocaeli Yarımadasının Karadeniz kıyısında yer alan ilçenin, Doğusunda Kandıra, Güneyinde Gebze, Batısında Beykoz ve Çekmeköy, Kuzeyinde ise Karadeniz bulunmaktadır. Rakımı 126 metre olan Şile’nin yüzölçümü 755 km²’dir. İlçenin yüzölçümünün %79’u orman, %10’u tarım alanı, %11’i diğer alanlardan oluşmaktadır. Hafif kıvrımlı küçük köy ve doğal plajların yer aldığı 60 km’lik sahil şeridine sahiptir. Göksu, Şile Kabakoz ve Yeşil Çay önemli akarsulardır.
İklim
İkinci derecede deprem bölgesi içinde yer alan Şile, Karadeniz iklimi ile Akdeniz iklimi arasında geçiş iklimi özelliğini gösterir. Her mevsimde bulutluluk ve nispi nemliliğin görüldüğü ilçede yıllık ortalama sıcaklık değeri 13.6°’dir. En yüksek sıcaklıklar 2002 Haziran’da 31.3°, Temmuz’da 45.2°, Ağustos’da 29.5°, olarak ölçülmüştür. En düşük sıcaklık Ocak’da -6.6°, Şubat’da -1.7°, Mart’da -2.2° olmuştur. Yıllık ortalama yağış toplamı 75.7 mm. arasındadır. Yağışlı günlerin yıllık ortalaması 125-150 gün arasında değişmektedir. Yıllık ortalama nispi nemlilik, karadeniz üzerinden gelen nemli hava kütlelerinin etkisinde kaldığından %70 – % 80 arasındadır. Kuzeyi Karadenize açılı olduğundan karayel, yıldız, poyraz gibi kuzey yönlü rüzgarların etkisi altındadır.
Turizm
Turizm, Şile’nin ekonomisi için çok önemli bir gelir kaynağıdır. Denizi ve tarihî değerleriyle özellikle yaz aylarında turizm ağırlık kazanmaktadır.
Tarihi ve Kültürel Mekânlar
- Şile Kalesi
- Şile Feneri : Türkiye’nin en büyük, dünyanın da ikinci büyük feneridir, 1860 yılında kurulmuştur.
- Şile Evleri
- Sarıkavak Kalesi (Hasanlı Köyü)
- Heciz Kalesi
- Yeşilvadi
- Hanımsuyu Çeşmesi
- Osmanlı Hamamı (Yeniköy)
- Kilise Kalıntısı (Yeniköy)
- Vaftiz Yeri (Yeniköy)
- Kilise Kalıntısı (Yeniköy)
- Lahit Mezar (Sortullu Köyü)
- Papazın Çeşmesi (Kabakoz Köyü)
Gezilecek Yerler
Kumsal ve Plajlar : Şile merkez olarak 10 km. uzunlukta bir kumsala sahip olmakla birlikte Karadeniz kıyısında 60 km.lik bir uzunluğa sahiptir.
Değirmençayırı Şelalesi : İlçeye 33 km. uzaklıktaki Değirmençayırı köyünün güney batısında ve Şile-Gebze ilçeleri sınırları üzerinde yer alır. Şelalenin yüksekliği 8 m., genişliği 30m. kadardır. Değirmençayırı şelalesinin kuzeyinde yaz aylarında suları kuruyan 15m. yükseklikte akan Şarlak Şelalesi adı verilen bir şelale daha vardır. Tüm bu şelaleler yapılan araştırmalara göre genç faylanmalar sonucu oluşmuştur.
Hacıllı şelalesi:ilçeye 25 km.uzaklıkta hacıllı köyünün dogusunda 10 metre den akan kış aylarında daha yogun akan şelale yaz aylarında suların çekilmesiyle azalmakta kurak mevsimlerde nadir de olsa kurumaktadır şelaleden akan su aşagısındaki nehirle birleşerek karadenize ulaşmaktadır.
Onbir göller vadisi : İlçenin görülmeye değer önemli doğal güzelliklerinin yer aldığı alanlardan birisidir. Hacıllı Köyü yakınlarındadır. Köydeki su değirmeninden doğuya doğru Göksu kolu olan Değirmendere Vadisi, 500m. Takip edilirse birinci göle ulaşılır. Vadinin devamında büyüklü küçüklü göl eğim kırığı/şelale ikilime onbir defa tekrar edilir.
Kumbaba Tepesi : İlçenin en önemli turistik ve doğal fizyoterapi doktoru denen Kumbaba Tepesi, 60 rakımlı kırmızı – turuncu renkli, demir/bakır alaşımlı ve radyonktriteli kumları olan bir tepedir. Kumbaba Tepesi zirvesinde Kumbaba’nın mezarı vardır. Yapılan araştırmalarda Bizanslılar tarafından Güneş Hamamı olarak kullanılmış, saray gemileriyle yaz aylarında buraya gelerek güneş banyosu alırlarmış. Burasını, ismi meçhul olan Türk (Kumbaba) bir kimyager gibi etüd etmiş ve Şile Kumluğunun natür ile tedavi için uygun bulmuştur ve birçok hastanın tedavisinde kullanılmıştır.
Ağlayan Kaya : Ağlayan Kayalar, Şile Feneri’nin 600 m. gerisinde, taşlar arasından çıkan bir su kaynağıdır. Akış biçimi ağlayan bir insanın gözyaşlarına benzetildiği için bu adı almıştır.
Şile Festivali
Her yıl geleneksel olarak kutlanan Şile bezi kültür ve sanat festivali Şile ve Şile halkı ile özdeşleşmiş ve bir gelenek haline gelmiştir. Türkiye’ de kültür festivalleri arasında özel bir yeri olan şile bezi kültür ve sanat festivali her yıl Temmuz ayının son haftası kutlanmaktadır. Şile bezi kültür ve sanat festivali uluslar arası alandada kendini kanıtlamış bir festivaldir, kutlandığı dönemde bir birinden ünlü sanatçılar, modacılar bu festivalde boy göstermektedir. Ana teması şile kültürü ve şile bezi olan bu festival uzun yıllardır şile belediyesi tarafından tertip edilmektedir.
Konaklama
Turizm bilincinin gelişmesiyle birlikte artan turizm hareketlerine bağlı olarak ilçenin ilk turistik belgeli konaklama tesisi 1953 yılında Kumbaba Motel adıyla hizmete girmiştir. Sonraki yıllarda artan talebe cevap vermek amacıyla 20’den fazla Otel/Motel (ev pansiyonları ve kampingler dışında) birçok turistik amaçlı tesisi hizmete açılmıştır.
Nüfus
2008 nüfus sayımına göre nüfusu 28.571’dir. Bunun 12.753’ü ilçe merkezinde yaşamaktadır. Geri kalan 15.818 kişi ise, Ağva dahil, 58 köyde yaşamaktadır. Ancak hafta sonları ve özellikle yaz aylarında ikinci konut ve yazlıkların devreye girmesi ile nüfus 100.000’i geçmektedir. Şile’de dere köyleri olan Kömürlük, üvezli, Kervansaray (1878 sonrası Ahıska muhaciridir), oruçoğlu, bıçkıdere, ulupelit, Darlık Artvin Ortaköy Berta köyünden göçmedirler.
Henüz yorum yapılmamış